İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Konular - STAK67

Sayfa: 1 ... 4 5 6 7 [8] 9 10 11
99
Golf III / Golf 3 Bilmediğiniz özellikler
« : 19 Ocak 2012, 20:19:39 »
böyle bi konu varmıydı bilmiyorum ama ben bugün yanlışlıkla öğrendiğim bir bilgiyi paylaşmak istedim :) eğer varsa sizinde bildiğiniz ilginç özellikler burda paylaşırsanız sevinirim.Benim farkettiğim özellik ise arabadan indim farlar falan kapalıydı far açık unutunca çıkan ses kapıyı açınca yine öttü.Ama parklarda kapalı farlarda.Sonra indim baktım sağ far ve sağ stop yanıyo.Anlayamadım başta sonradan farkettimki sinyalim sağ tarafta duruyor.onu ortaya alıcna söndü aynı şekilde sola doğru bırakırsanızda sinyali sol stop ve sol far yanıyo.Sanırım mercedeslerde olan park uyarı ışığı bizimkilerdede böyle çalışıyor :) deneyebilirsiniz sizde.Kontağı kapatın sinyali sola yada sağa verip bakın tabii parklarda kapalı olacak :)

100
Sohbet / günlük gazetemiz
« : 19 Ocak 2012, 18:13:18 »


bugün gazetede gördüm golf dikkatimi çekti :)

101
Sohbet / Golf mk1 Tshirt
« : 19 Ocak 2012, 01:37:51 »
arkadaşlarım abilerim böyle bişey yapsak almayı düşünen olur mu acaba  ::)


102
Prototipler / 2013 Jetta Hybrid Tanitildi
« : 16 Ocak 2012, 18:36:11 »

Volkswagen, E-Bugster konsept çalışması duyurmasının ardından bu hafta Detroit’te düzenlenen Kuzey Amerika Uluslararası Otomobil Fuarı’nda dünya prömiyerini yapacağı yeni 2013 Jetta Hybrid modeline ait ilk detayları da bugün açıklığa kavuşturdu.

Bu yılın sonuna doğru pazara sunulması beklenen yeni Jetta Hybrid’de kullanılacak olan 1.4-litre hacimli benzinli turbo motor 150hp güç ve 249Nm tork üretiyor. Bununla birlikte, elektrikli motorun sağladığı artı 36hp ile kombine 172PS güç üreten araç 0’dan 96km/s hıza dokuz saniyeden daha az bir sürede ulaşabiliyor.

Öte yandan, Hybrid teknolojisinin verdiği destek ile ortalama yakıt tüketimi 5.2l/100km olarak gerçekleşiyor. Ayrıca, 7 vitesli DSG şanzıman ile donatılan Jetta Hybrid, sadece elektrik motoru devredeyken 1,93km kadar yol alabiliyor.

Son olarak, standart Jetta modelinde sadece 100 kg daha ağır olan Hybrid varyantı, 2012 Kasım ayında ilk olarak Amerika ve Kanada pazarına sunulacak.

Kaynak turkeycarblog

Xenon ve Led Drl ile, bagaj ustu spoiler ve iki renkli marspiyelleri... Parlak siyah burnu.. Guzel olmus... Boylece jettayada xenon eklenmis oldu...

buda videosu:
http://www.youtube.com/watch?v=Fu2QwqwZA7g&feature=player_embedded

103
Video / GTI Test
« : 16 Ocak 2012, 18:19:55 »

104
Sohbet / Sevdiğiniz karikatürler
« : 08 Ocak 2012, 14:27:42 »
ben paylaşayım biraz sizdende beklerim :)










105
Video / H2O International 2011 -
« : 07 Ocak 2012, 12:19:02 »

106
Genel / Modifiye Akımları
« : 07 Ocak 2012, 02:28:36 »
Bir karmaşadır gidiyor. Hellaflush, JDM, Rat falan derken ortalıkta JDM adı altında dolaşan Renault'lar görmeye başladık. Kimsenin dediğine ya da otomobilini nasıl gördüğüne zere lafım yok. Lakin bilinçlenmek, yapılan işin farkında olmak güzeldir. Aynı şekilde düşünüyorsanız dünya çapındaki modifiye akımlarını dilimin döndüğünce ve öz bir şekilde aşağıda açıklıyorum.



JDM
JDM aslen bir modifiye akımı değildir. JDM, Japonya'nın kendi iç pazarına sakladığı otomobillerine verilen isimdir. Açılımı ise Japanese Domestic Market. Egolarından mıdır ya da en iyilerini kendilerine saklama arzularından mıdır bilinmez; JDM otomobillerde, ülke dışına satılan otomobillere göre donanım ve güç bakımından artılar bulunur. JDM'ye güzel bir örnek EK9 kasa, B16B motor kodlu Honda Civic Type R olacaktır.  Ek9 Honda Civic Type R sadece Japon iç pazarında satılmıştır.

Peki JDM madem kaba tabirle bir "satış politikası" ise, nasıl akım olarak adlandırılıyor? Zaman içerisinde, Japon otomobillerine sahip olan kullanıcılar,  kendi araçlarını, kendi araçlarının en kalifiye özelliklerine sahip, yani JDM türündeki modellerine benzetmeye başladılar. Bir açıklama biraz karışık geldi ise; EK kasa bir Civic sahibi, otomobilini EK9 Type R'a benzetmeye başladı. Gerek dış görünüm olsun, gerek içeride konsol özellikleri olsun... Bununle beraber ise JDM akımında temiz görünüş önem aldı. Yani abartılı bodykitler yerine, JDM modellerin sahip olduğu görünüm. JDM Look (JDM görünümlü) diye tabir alan bu akım, zaman ile otomobilleri sadece Japonya üretimi parçalar ile modifiye ederek bugünkü halini aldı.



German Style
Ülkemizde en çok rağbet gören ve bilinen 2 akımdan biridir. (Diğeri de JDM) Yoğunluk olarak Alman araçlarının üzerinde uygulanan bu akım, diğer modellerde de görülüyor. Alman araçlarından farklı araçları bu halde görmek her ne kadar akımın ismi ile doğrudan tezatlığa girse de, bu akımın JDM gibi baz alınacak bir örneği olmadığı için doğal karşılanıyor. German Style araçlar da ofsetli jantlar, uygun düzeyde basıklık, gergin lastikler ve negatif kamber ön planda. Bilhassa BBS jantlar çok kullanılır, sade ama etkileyici bir görünüşü simgeler German Style.



HellaFlush
İşte kafanızın karışabileceği noktaya geldik. JDM dedik, katı kurallar barındıran bir tarz, German Style dedik, ofseti eksik olmayan araçlar. Peki Hellaflush? Hellaflush'da da negatif kamber büyük önem arz eder. Fakat German Style'daki gibi bir ağırlık yoktur. Renklilik, canlılık, türlü stickerlar ve dolu dolu eğlence demek doğru olacaktır. Türkiye'de bilindiği gibi bir sticker türü değildir Hellaflush. Çamurluklardan fırlamış yarısı dışarıda yarısı içeride lastikler gelir akla Hellaflush deyince. Nitekim "hellaflush" kelimesinin anlamı da budur. "Hella" kelimesini Türkçeye "çok, birçok, tamamen ya da gerçekten" olarak çevirebiliriz. "Flush" ise bir hizzada-aynı hizzada manasında burada.

İnternetten birkaç Hellaflush videosu izlediğinizde otomobil akımlarının en eğlencelisi olduğunu fark etmek zor olmayacaktır. Aslen Fatlace tarafından (Yazı içerisinde Fatlace'nin ne olduğunu da anlatacağım) başlatılmış olan bu akımda bodykitli otomobillerden, airbrushlı, göz alıcı renkli birçok otomobil bulunmakta.



Rat - Rat Style
Rat'ın en büyük özelliği çirkin görünmesidir. Rat otomobiller hurda gibi gözükürler. Paslıdırlar.  Kimi otomobil sahibi sadece kaputunu ya da otomobilinin belli bir bölgesini pasla görünümde yaparken, kimisi de otomobilinin tamamını bu görünüme kavuşturur. Akıl kârı değil belki, eski model otomobillerin yanında yeni model otomobillerde de bu tarz görülmektedir. Rat style yapabilmek için pas gibi  görünen stickerlar da yok değil.



Slammed
Yere yakın olmaya en çok önem veren tarzdır. Otomobiller yere birkaç santim mesafededir. Slammed'de önemli olan ise lip ya da bodykit kullanmadan direkt olarak amortisörler aracılığı ile bu mesafeyi yakalamaktır. Büyük jantlar, ofset ya da marka bağımlılığı pek yoktur. Ana kural, zemine mümkün mertebe yakın olmaktır.



Murdered Out
Murdered Out'un temeli siyahtır. Simsiyah bir kasa, siyah jantlar, içerisinin görünmesini imkaansız kılan siyah cam filmleri, hatta karartılmış farlar ve stoplar. Nasıl Slammed'de öncelik yere yakınlıksa, Murdered Out'da da karanlık gözükmek önemlidir.



VIP Style
Koklu  modifiye akımlarından biridir VIP Style. Japon üst sınıf sedan otomobillerinde görülen bu akımın Japon mafyaları olan Yakuza'larla ilgili olduğu söylenir. Şöyle ki;  bu akımın, ortalıkta yüksek sınıf Mercedes S'lerle ve BMW 7 serileriyle dolaşmanın, polis ve karşı çeteler tarafından fazla ilgi çekmesi-göze batmasından kaynaklı doğduğu söyleniyor. Bundan ötürü üst sınıf limuzin tipi JDM araçlar alınıp modifiye edilerek polislerden ve karşı çetelerden rahatsızlık duymamak hedeflenmiş.

VIP Style araçlarda siyah, beyaz ve gri renkleri görülür. Her akımda olduğu gibi çamurluk hizzasında lastikler olmazsa olmaz. Boyaları parlaktır bu tarzdaki araçların, egzozların uçları tamponlarının  birkısım dışındadır ve kambere sahip jant-lastikler de görülmektedir.



Bosozoku
Aslen motorsiklet çetelerinin tarzıdır bu. Japonya'da bir alt kültürdür. Uçuk kaçıklardır, savaş bayrakları taşırlar. Zamanla otomobillere de sıçlarmış olan bir akım herşeyin abartılı ve garip görünüşülü olduğu bir akımdır. Genellikle ön tamponlar sivriltilip arabanın metre ötesinde durur ve egzoz boruları tavana kadar çıkar. Çeşitli aydınlatmalar da kullanılır bu tarz araçlarda. Çok ses yapmalarından sorun duymazlar. Görünüşlerinin kötü olduğu söylenebilir lakin bu kültür mensupları için bunun bir önemi yoktur. Onlara güzel gelir bu tarz çünkü, otomobilleri onların esintilerini taşır. Bosozoku bir yaşam kültürü içinde bir tarzdır ve Japonya sokaklarından dünyaya yayılmıştır...



DUB
Büyük jantlar ve genellikle pahalı arabaların tarzıdır. Jiplerde de fazlasıyla görülmekte. Kimi DUB araç yüksek, kimisi ise basıktır. Fakat bütün DUB'ların buluştuğu ortak nokta büyük jant kullanımıdır. Sahipleri otomobillerinin gösterişli olmalarını istedikleri için bu tarzı seçerler.



Lowrider
Amerikan araçları Amerika'da doğan bu akımın malzemesi klasik araçlardır. Neredeyse tüm dünya bu tarz araçların varlığından haberdardır, yani en meşhur modifiye akımıdır. Boyaları göz alıcıdır. Çoğu Lowrider'da airbrush çizimleri ve çeşitli motifler bulunur. Çok kollu-dişli jant kullanımı revaçtadır bu tarzda. Otomobilleri kullanılan süspansiyon sistemi sayesinde neredeyse hem zemindir. İşte asıl mesele de burada. Lowrider'ların en büyük özelliği, Lowrider araçları diğer araçlardan ve akımlardan ayıran en büyük nitelik; süspansiyon sistemleridir. Bu otomobiller barındırdıkları hidrolik sistem sayesinde, konsolda bulunan kumanda aracılığı ile dilendiğinde yükseltilip-alçaltılabilinir. Bu süspansiyon sistemleri hava kompresörlüdür. Lowrider yarışmaları vardır ve bu yarışmalarda yerden 2-3 metre havaya zıplayan araçlar görebilirsiniz. Sadece bu sistemeler ve bu araçlar için yeni bir yazı yazılabilir lakin ben sizler için bu kadarıyla özetledim.



Clean Style
Otomobil akımları her zaman var olanı güzelleştirmek üzerine başlatılsa da, bu akımın pek de bu tabire uyduğunu söyleyemiyeceğim. Zevkler ve renkler meselesi tabii. Bu stilin etkili olarak görüldüğü nokta body-kitler. Sade ve düz hatlar taşıyan tamponlar aracın Clean Style olduğunu belirginleştirir. Bu tamponlar aşağı doğru dümdüz inerler ve üzerlerinde sadece bir havalandırma girişi bulunur. Kullanılan jant modelleri ve yan çıtaları takıp takmama gibi özellikler farklılık göstermekte.



HOT ROD
Modifiye tarzı-akımı olarak almak ne kadar doğru olur bilinmez lakin, bu otomobillerin kendilerine özgü bir yapıları olduğu kesin. Direkt olarak hıza yönelik olan Amerikan otomobilledir. Hot Rod adının Hot Roadster'dan geldiği ya da egzantrik mili üzerinden yola çıkarak oluşturulduğu farz edilir.

Hot Rod araçlar yapılmak üzere genellikle hafif olmaları sebebiyle Roadster modeller seçilir. Kökeni 1930'lara kadar giden bu furyayı ilk olarak, otomobillerini yapıp kuru göl yataklarında yarışan insanların başlattığı söylenilebilinir. Şu an dünya çapında meşhur Hot Rod üreticileri bulunmakta. Öyle ki sadece Hot Rod'lar için buluşmalar ve yarışlar düzenleniyor. Fazlasıyla gürültülü bu performans canavarlarını bir akım öğesi olarak saymak, bunca yılın hatrına bile ayıp sayılabilir. Öyle ki Hot Rod'lar bile kendi içlerinde, Street Rod, ProStreet Rod, Billet Rod, Traditional Rod, Rat Rod ve Show Rod diye ayrılır.



Extreme Tuning

Fazlasıyla abartı görünüşlü bodykitler, normal dışı açılan kapılar-kaputlar. Genellikle canlı renklerin hakim olduğu bu akımında abartı yönünden Bosozoku'ya benzediğini söyleyebiliriz. Genel olarak model ayrımı yapılmayan Extreme Tuning akımı, güzelliğin değil de çirkinliğin ağır bastığı bir tarz.   



Sleeper
Sleeper tüm bu saydığımız modifiye tarzlarının aksine, otomobillerin dış görünüşü ilgilenmez. Zaten bir otomobili Sleeper yapanda budur. Dışardan bakıldığı vakit, normal bir otomobilden farkı olmayan bu araçlar, "şaka makinası" kavramına tam olarak uyarlar. Sleeper araçlara Q-Car'da denmektedir. Q-Car ismi, 2. Dünya Savaşı'nda kullanılan Q-Boats'lardan gelmekte. Q-Boats'lar dışardan bakıldığı vakit yolcu nakliyesi, yük taşıma ya da balıkçılık için kullanılan gemiler gibi dursalar da, aslen savaş gemileridir. Q-Car'lar, diğer bir deyişle Q-Car'larda da durum aynıdır. Dış görünüşü ile oldukça mütevazı görünen bu araçlar oldukça yüksek güçlere sahiptirler. Motor güçlerini dışardan bakıldığı vakit anlayamazsınız. Aslında "Güçlerini dış görünüşlerine yansıtmazlar" demek en doğru deyiş olacaktır.

Sleeper sıfatı, hem fabrika çıkış hali ile yukarıdaki tanıma uyan araçlar için, hem de modifiye edilerek bu özelliği kazanan araçlar için kullanılıyor. Öyle ki Tuner'lar için ışıklarda yanına gelen ve standart dış görünüşü sebebi arabasını hakir gören son model bir spor otomobil sahibini rezil etmek eşsiz bir eğlence olacaktır. Sleeper olayına birer örnek verelim. Fabrika çıkışlı Sleeper bir araç için Audi C5 kasa, RS6 Avant Plus harika bir örnek olacaktır. Dışarıdan normal bir SW araçtan aşırı farkı olmayan bu otomobilin kaputunun altında 470 beygir yattığını sıradan bir insan nasıl anlayabilir ki? Tuner eliyle hazırlanmış bir Sleeper içinse, tamamen standart dış görünüşe sahip bir golf mk1'e, VR6 Turbo swaplanmasını örnek verebiliriz.




OLDSKOOL
OLDSKOOL = Old School tam bir modifiye akımı değildir aslen. Bir yaşam tarzıdır. Doğrusunu söylemek gerekirse aşığı olduğum bir yaşam tarzıdır. (Yazar burada kendi görüşünü kattı, bırak da katsın 2 saattir bunu yazıyorum.) Eskidir malzemesi. Adı da üzerinde; OLD is COOL (eski iyidir) Eski otomobilleri kullanır, klasikleri kullanır. Emeli, zaten güzel görünen eski otomobilleri daha da güzel gösterebilmektir. Retro imgeler barındırır OLDSKOOL otomobiller. Her ne kadar ön planda sadelik olsa da, gerekilen yerde retro hissi verilir. İç döşemelerde kareli desenler kullanılması gibi örneğin.


Genel olarak otomobil akımları birbirlerine benziyorlar. Yani genelinde basıklık önemli. Bil hassa Hellaflush-German Style ve JDM'yi birbirinden ayırmak oldukça zordur. Belirtili bir şekilde hedeflediği akımın öğelerini taşımayan bir araç pekalâ diğer akımların araçları ile karıştırılabilir. Bu yüzden otomobilleri, "bu German, bu JDM, bu Hella" diye ayırmak oldukça zordur. Kafanızı yormayın yani, otomobilinizi mümkün mertebe güzel göstermeye çalışın yeter. Zaten 2 saat oldu bunu yazıyorum, mala bağladım. He bir de şunları söyliym;

Fatlace, başlı başına bir akım, yaşam tarzı, kültür. Bu akım '99 yılında başlamıştır. İçerisinde İllest, Hellaflush gibi olguları barındır. Hellaflush otomobil kısmını, İllest ise giyim kısmını alır Fatlace dünyasında. Öyle ki İllest bir giyim markası olma yönünde hızlı ilerlemekte.

alıntıdır.

107
Sohbet / Azer Bülbül ölmüş
« : 07 Ocak 2012, 01:37:26 »


titrek sesiyle bilinen sanatçı azer bülbül antalyada kaldığı otelde ölü bulunmuş.Doğru mu değil mi bilmiyorum ama haber kaynağı sağlam görünüyo:

http://www.haber7.com/haber/20120106/Azer-Bulbulun-olum-nedeni.php

110
Sohbet / Scirocco çizimim
« : 07 Ocak 2012, 00:28:11 »




abilerim kardeslerim yoruma açığım... Bu arada bu tarz çizimler isteyen olursa ücreti mukabilinde yapabilirim :) malum öğrencilik halleri :D

111
Genel / Volkswagen Tarihi
« : 06 Ocak 2012, 17:10:08 »
1900 yılında , Paris fuarında büyük ilgi kazanan ve elektrikle çalışan Lohner-Porsche Elektorchaise diye anılan aracın, dizayn ve imaline yardımcı olan Dr. Ferdinand Porsche`nin o tarihe kadar, normal çalışan sınıf insanlar için mükemmel bir araba dizayn edip imalatını yapmak, her zaman için en büyük amacı olmuştu.

    Dr. Porsche, kendi ekonomik aracını yaratmak için, sürekli olarak yanında çalışanların, kendisine destek vermelerini sağlamak amacıyla, onların ilgisini hep bu konuya çekmeye çalışmıştı. Fakat, sürekli olarak inatçı idare tarafından geri çevrilmesi ve kötü şansından dolayı, bunu gerçekleştirememişti. Birkaç kez bu rüyasını gerçekleştirmeye çok yaklaşmıştı ki, bu sefer de Almanya`nın sallanan ekonomisine mağlup oldu.

    Fakat bu sefer her şey daha farklı idi. Ona yardım eden Avusturya`lı bir arkadaşı vardı. Öyle bir arkadaş ki ona bütün Alman halkı güvenecekti. Bu sefer Dr. Porsche`nin amacı gerçekleşebilirdi. Kitle halindeki sivil araçların (veya muhtemelen askeri araçlar) seyahat etmeleri için, başbakan tarafından yaptırılan otobanları, artık Alman halkınında kullanma olanağı doğabilirdi.

    Dr. Porsche ve Adolf Hitler arasında yapılan birçok toplantı esnasında, yeni halk arabası (Volkswagen) ile ilgili fikir alış verişleri yer aldı.22 Haziran 1934`de bir kontrat imzalandı. Noktalı çizginin üzerini imzalamak kolay tarafıydı. Hemen Almanya`nın yeni liderine uygun yeni bir araç yaratmak için ciddi çalışmalar başladı.

    Her zaman ekonomik bir araba imal etme isteğinde olan Porsche, daha önceki çizim ve fikirlerine dönebilecekti. Bu tamamıyle yeni bir başlangıç olacak değildi. Bu projenin en zor tarafı, maliyeti çok düşük tutabilmekti. Hitler bu arabanın her Alman vatandaşının alabileceği kadar ucuz olmasını emretmişti, ortalam 900 Reichsmark ( o zamanın Alman para birimi).

    Bu projenin maliyetini, belirlenen değerde tutabilmek için, Porsche Stuttgart`taki evinin garajını atölye olarak kullandı. İlk prototipi imal etmek için, gerekli makineleri monte etti. Bir arabanın kalbi ve ruhu motorudur ve bu yeni aracın, geliştirilmesindeki en önemli etken de maliyet idi. Böylece çeşitli dizaynlar denenerek, şu veya bu nedenlerden dolayı terkedildi. İlk prototip V1 sedan (kasa Peutter Coachbuilder) ve V2 Cabriolet (kasa Dravz Coachbuilder) modellerinde çeşitli motor tipleri denendi. Bunlar iki silindir-iki zamanlı, iki silindir-karşılıklı-dört zamanlı, üç silindir ve dört silindir-karşılıklı-dört zamanlı modeller idi. Bütün bu modeller, ya maliyeti yüksek veya güvenirsiz oldu.


 Porsche'nin 1912 yılında imal ettiği bu uçak motoru, VW motorunun temelini oluşturacaktı.Bu motorda silindirler yan yana değil üst üste duruyordu.

   
Neticede, Porsche Mühendislik firmasında çalışan Avusturya`lı Franz Xaver Reimspiess`in dizaynı olan dört silindir- karşılıklı -dört zamanlı motor ölçülere oturdu. Hatta Reimspiess bu dizaynından ötürü, Porsche tarafından 100 Reichsmark ile ödüllendirilmiştir. Bugün hala daha kullanılan orijinal VW ambleminin dizaynından dolayı, 100 Reichsmark tutarında bir ödül daha almıştı.


  1936 yılında Reimspiess'in imal ettiği bu dört silindirli motor soğuma propleminden dolayı dıştan bir yağ soğutucusu ekleme gerekliliğini ortaya çıkarttı. 

    İnanması zor fakat hergün milyonlarca kullanılan, meşhur dört silindirli VW motoru, Reimspiess tarafından ilk olarak 1934 yılında dizayn edilmişti. Bu ilk modeller sadece 22 beygir gücünde ve 984 cc idi. 1936 yılında prototip V3 serisi araçlarda kullanılan bu motorlar ile saatte 64 mil hız yapılabiliyordu. Prototip V3 serisinin kasaları, Almanya`nın Stutgart kentindeki Daimler Benz firması tarafından imal edilmişti.



 1937'de Reimspiess'in motoruna dıştan bir yağ soğutucusu ve içtende bir çok yağ pasajı eklendi.Çift inlet'li bu silindir kapaklarına dikkatinizi çekerim.

    VW30 serisi, bir sonraki filonun yol göstericisi olarak imal edildi. yine bu serinin kasasıda, Deimler-Benz tarafından imal edilmiştir. Bu seride, yine ayni 22 beygirlik motorlar kullanıldı. Bu imalat ve test süresinde gizlilik gerektiğinden bu araçlar, sadece Alman SS subayları tarafından test ediliyordu. Her araç, test sırasında uzun bir yol sürüşüne tabi tutuldu (ortalama 50.000 mil) ve her bir araç, çok iyi birer imalat olduklarını kanıtladılar.



 30 adet üretilen VW-30 prototip serisi. Bu seri Hitler'in emri ile imha edildiler. Bu çok kötü.

    VW36 serisi ile kapasite 1 cc artırılarak 985 cc ye çıkartıldı ve yapılan tadilat ile de soğutma sistemi geliştirildi. Bu Reutter kasalı VW36 serisinin 65 mil saatte hız yapmasına imkan tanıdı. ikiye bölünmüş arka cam modeli de bu kasa dizaynına eklenmiştir. Porsche`nin Amerikan otomobil imalat metodunu araştırmak için yaptığı Amerika seyahatinden sonra, yeni menteşeli kapı sistemi (önceleri geriye doğru açılan kapılar) uygulandı. Bagaja ve benzin deposuna daha kolay ulaşılması için, ön kaput aracın ön kısmına kadar gelen bir uzunluğa getirildi.

    Yeni halk arabasını, herkesin alabilmesine imkan tanımak fikrine bağlı kalınarak, bir tasarruf planı düzenlendi. Bu plana göre, bu program için imza atmış olan herkes, her bir pulu 5 Richsmark tutarında olan 50 pulluk tasarruf defteri aldı. Bu programın kurallarına göre, haftada en az bir pul satın alınarak bu deftere yapıştırmak gerekiyordu. Toplam değeri ortalama 990 Reichsmark olan beş defteri pullar ile dolduran bir tasarrufçu, Volkswagen fabrikasına gidip aracını teslim alma hakkı kazanacaktı. Fakat bu program ikinci dünya savaşı nedeniyle iptal edildi.

    Hitler, bu araçların imalatını erken bir zamanda başlayacağı propagandasını sürdürmeyi devam etti. Fakat kendisinin dünyayı fethetme arzusu içinde olduğunu ve halkın araçları için beklemesi gerektiğini belirtmeyi, ne yazık ki unuttu.

    26 Mayıs 1938`de Volkswagen fabrikasının temeli atıldı. Ve imalat 1940`da muharebe tipi araçlar ile başladı. Genellikle bu imalat Kubelwagen (Alman Jeep`i ) idi. 1943`de bu Alman Jeepleri için daha fazla güce ihtiyaç duyuldu. Motor kapasitesi 25 beygirlik güç veren 1131 cc`ye çıkarıldı. Bu motor 1953`e kadar bütün Volkswagen`lerde kullanıldı.

    Savaş 1945`de sona erdirildi. Fakat Wolfsburg`daki Volkswagen fabrikasında büyük hasar vardı. Müttefiklerin bombardımanı sırasında, fabrikanın üçte ikisi yıkılmıştı. Şans eseri fabrika İngiliz işgal bölgesi içinde idi ve tamir edildi. Müttefiklerin acilen tamir edilmiş ikmal araçlarına ihtiyacı vardı. Buhizmeti Volkswagen fabrikası gerçekleştirdi. Ayrıca müttefik ordularının, personel taşıma ve barışı korumaları için daha çok araca ihtiyaçları vardı. Albay Hirst bu fabrikayı çalıştırıp, yapabilecek kadar araç imal etmeyi önerdi. Böylece işe ve yiyeceğe çok ihtiyacı olan Alman vatandaşlarına, bir olanak sağlanacaktı. Böyle yapmak ile harabeler içindeki Wolfsburg şehri yeniden doğdu ve bir zamanlar komik görüntüsü yüzünden ona gülünüp küçümsenen bu araba, kendi erdemleri ile dünyayı fethetmey çıktı. Bu hikaye bir masal gibi gelir, fakat oldukça gerçektir.

    1948`de İngiltere, fabrikayı tekrar Almanya`ya tahsis etti. Fabrikanın yönetimine Heinz Nordhoff getirildi. Heinz, sadece Alman halkı için değil, bütün Dünya için kaliteli ve uygun maliyetteki bu arabanın üretimine büyük hız verdi.

    Hollandalı bir Volkswagen acenti olan, Ben Pon 1949 yılı başlarında, Heinz Nordoff tarafından Amerika'ya göderildi. Pon'un görevi Volkswagen için Amerika'da bir pazar aramaktı. Pon Amerika'ya 1948 imalatı bir de Volkswagen götürmüştü. Birçok otomobil acentesine yapılan ziyaretlerden sonra geri çevrilen Pon, otel masraflarını ödeyebilmek için Volkswagen'i satıp geri döndü. 1949 yılı sonlarında Heinz birde kendisi denemek için Amerika'ya gitti. Bu sefer Heinz sadece fotoğraflar ve çizimler götürdü. Neticede Max Hoffman isimli büyük bir otomobil acentini, Volkswagen'i de listesine eklemeye ikna etti. Böylece artık Volkswagen'de Amerikan otomobil piyasasına girdi.

    1954,de motor kapasitesi 1192 cc'ye, beygir gücüde 30'a çıkarıldı. 1954 sonlarına doğru motorun sıkıştırma oranı artırılarak 36 beygirlik güç elde edildi. 36 beygirlik versiyon 1960 yılına kadar kullanıldı. Volkswagen'i güçsüz bulan müşterilerin istekleri doğrultusunda, 1961 de motor yine sıkıştırma oranını artırmanın yanında, yapılan bazı değişiklikler ile 40 beygire çıkartıldı. 1966 yılında 1300 VW (1285 cc) 50 beygir gücü ile tanıtıldı. 1967'de motor kapasitesi ve beygir gücü, bir kez daha artırıldı. Bu sefer 1493 cc olan motor 53 beygir güç veriyordu. Ayni yıl elektrik sistemi'de, 12 volt'a çıkarıldı. Motor kapasitesi birkaç yıl ayni kaldıktan sonra, 1585 cc ve 57 beygirlik motor tanıtıldı.

    1956 yılında Amerika'da EMPI isimli bir firma, Volkswagen'in görünümünü değiştirmek ve motorunu güçlendirmek için bazı aksesuar ve motor kit'leri üretti. 1975'de ise içeriği sadece Volkswagen'ler olan Dune Buggies and Hot VWs isimli dergi, Şubat sayısında  "Californian Look" veya kısaca "Cal Look" denen bu tip Volkswagen'lere geniş yer verdi. Cal Look Volkswagen'lerin özelliği ise, tüm nikelajların sökülmesi (tamponlar dahil), Volkswagen'in 3- 3 1/2 inç alçaltılıp BRM model jant takılıp, motorun güçlendirilmesi idi. Derginin bu sayısından sonra ucuz, sağlam ve ekonomik olan Volkswagen'i tercih eden kolej öğrencileri arasında, bu Cal Look stili çok tutuldu. Böylece Kaliforniya'dan tüm Amerika'ya ve oradanda tüm dünya'ya bu akım yayıldı. Bu akımın yayılması neticesiyle, başta Kaliforniya'da olmak üzere, birçok yan sanayi firması, Volkswagen'ler için aksesuar ve motoru güçlendirmek için, birçok yüksek performans yedek parçaları üretmeye başladı. Günümüzde bu yüksek performans parçalar kullanılarak VW motorundan 600 beygirlik güç almak dahi mümkün oldu.



 Kawell Racing Engines'in güçlendirdiği bu Turbo takviyeli Volkswagen motoru 400 beygirlik güç veriyor.


112
Video / Kaldırımdan uçuş :)
« : 05 Ocak 2012, 22:45:28 »

Sayfa: 1 ... 4 5 6 7 [8] 9 10 11